
Mebpersonel.org-Özel Haber Türkiye’de muhalefet cenahının bir süredir alışkanlık hâline getirdiği bir yöntem var: Anlamadan, derinlemesine incelemeden, kişilikleri ve politikaları itibarsızlaştırmak. Bu yöntemin son örneği, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin üzerinden sahneye konuluyor. Bazı muhalefet temsilcileri ve sosyal medya figürleri, Yusuf Tekin’i eski Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’ye yaptıkları gibi bir tür “popülist siyasi hedef tahtası” oluşturma çabasına giriyor. Ancak bu çaba, hem gerçeklerle hem de kişilerin birbirinden çok farklı olması nedeniyle şimdilik başarısız oluyor.
Yusuf Tekin’i tanımak
Evet, her iki isim de AK Parti döneminde önemli görevlerde bulundu. İki isim de muhalefetin hedef tahtası oldu ancak Nebati’nin ekonomi politikaları ve iletişim tarzı muhalefete haklı gerekçeler verirken Yusuf Tekin’in eğitim alanındaki yapısal reformcu yaklaşımını aynı potaya koymak ciddi bir tutarsızlıktır. Nebati’ye yapılan hatta yapışan ithamlar YusUf Tekin’e çok uygun olmayabilir. Yusuf Tekin, geçmişten bu yana daha çok teknik uzmanlığı, akademik birikimi ve yapısal yaklaşımları ile tanınır.
Örneğin; Yusuf Tekin’in kamuoyunda çokça eleştirilen ama içerik olarak son derece sağlam temellere dayanan “müfredat değişikliği” meselesi, aslında eğitim felsefesine dair bir tartışmadır. Bu bir popülizm değil, tam aksine ideolojik ve pedagojik bir tercihtir. Nurettin Nebati’nin kamuoyunda yer etmiş “gözlerindeki ışıltı” gibi söylemlerine benzer şekilde Tekin’in neredeyse hiçbir popülist çıkışı yoktur. O bir “performans bakanı” değil, “politik yapıcı” bir teknokrattır.
Müsteşarlıktan Bakanlığa Uzanan Bir Yolculuk
Yusuf Tekin’in kariyeri, sadece bakanlık koltuğuyla sınırlı değil. Müsteşarlık döneminde de adını eğitimin birçok yapısal dönüşümüne yazdırmış bir isimdir. 4+4+4 sisteminden öğretmen yetiştirme politikalarına, eğitimde kalite güvence sisteminden yönetici atama kriterlerine kadar birçok alanda imzası vardır.
Bakan olduğunda da aynı çizgiyi sürdürdü. Önce öğretmen atamalarında liyakat esasına daha fazla önem verilmesi, ardından mesleki eğitim merkezlerine yönelik desteklerin artırılması ve nihayetinde kapsamlı bir müfredat değişikliğine gidilmesi, onun sadece günü kurtaran bir yönetici değil; uzun vadeli vizyon sahibi bir aktör olduğunu ortaya koymaktadır.
Yalnız Bırakılan Bir Reformcu
Ancak ne yazık ki Türk siyasetinin en büyük handikaplarından biri, teknokrat politikacıların yalnız bırakılmasıdır. Yusuf Tekin de bu yalnızlaştırmadan nasibini alan isimlerden biri. Eğitim politikalarında ciddi dönüşümler planlanırken, kendi ekibi içinde dahi yeterli dayanışma bulamadığı zamanlar oldu. Bürokrasi, kimi zaman ikbal peşinde olması nedeniyle, kimi zaman da kendi koltuğunu koruma refleksiyle, Tekin’in reform hamlelerine ket vurdu.
Bu yalnız bırakılmışlık hâli, çoğu zaman kamuoyunda “tepeden inme kararlar” gibi algılandı. Oysa işin aslı, çoğu kararın aylar süren hazırlık süreçleri sonunda, danışma kurulları ve akademik raporlar ışığında şekillendiğiydi. Lakin medyada ve muhalefette bu teknik zemin çoğu kez görmezden gelindi.
Muhalefetin Eleştirileri: Zayıf ve Yüzeysel
Muhalefetin Yusuf Tekin’e yönelik eleştirileri ne yazık ki yüzeysel bir biçimde yapılıyor. Eleştirilerin çoğu, politik kimlik etiketlemesine dayalı. Somut politika önerileri, eğitim reformlarına yönelik karşı argümanlar ya da alternatif müfredat tasarıları sunulmadan yapılan eleştiriler, sadece siyasi şovdan ibaret kalıyor.
Eğer muhalefet gerçekten alternatif bir eğitim vizyonu sunmak istiyorsa, bunun yolu Tekin’e yapılmaya çalışılan itibarsızlaştırma çabasını bırakıp; daha iyi bir sistem önerisi sunmaktan geçiyor.
Sonuç Yerine
Yusuf Tekin, Türkiye eğitim sisteminde uzun yıllardır iz bırakan bir isim. Dershanelerin kapatılması sürecinde FETÖ ile mücadelesini başlatan bayrak bir isim.
Fatih Altaylı’nın Yusuf Tekin’le ilgili yaptığı yayında onu eleştirmek için bolca övdüğü Eski Bakan Nabi Avcı zamanında yapılan her işin altında imzası olan birisidir. Altaylı aslında farkında olmadan Yusuf Tekin’i övmüştür. Eğitim gibi hayati bir alanda, kişilikleri değil, politikaları konuşmaya ihtiyacımız var. Ve bu noktada Yusuf Tekin’in yaptıkları, söylediklerinden çok daha fazla anlam taşıyor.
Hamiş: Sayın Bakan’a da birisinin şu hatırlatmayı yapması gerekiyor. İcraat odaklı hareket tarzınızı alkışlasak da günümüz algı çağında iletişim eksiklerini görmeli ve müdahale etmelisiniz.
Bir de Nabi Avcı Yusuf Tekin’le çalışıyordu. Sizin de bir belki birden fazla Yusuf Tekin’e ihtiyacınız olabilir.
Sayın Tekin ülkemiz için bir şanstır. Kaleminize sağlık.
Kim ne derse desin, desteklesek de desteklemesek de maarif modeli gibi büyük bir işin ayağının tozuyla organize edilip tamamlanması kitapların sıra üstüne hazır edilebilmesi bile büyük iş. Bakan dediğin böyle olur talimatını verir olmaz denilen işe bir bakmışsın bitmiş bile.
öğretmenlere de bakan beğendiremiyoruz. Grup büyük diye sanki halk genelinde memnuniyetsizlik var gibi oluyor. Ben eğitimci değilim, eğitim sektöründe bile değilim. Bu da önüme düştü iki kelam edeyim bu ülkeye böyle adam lazım. Türkiye Yüzyılı Marif müfredatı, öğretmen akademisi başarılı geç bile kaldık bunları konuşmak için
Ben maarif modeline karşıyım, arka plandaki düşünceyi desteklemiyorum yine de aynı şeyi söylerim. Hiçbir insanı o şekil sabahlara kadar aylarca çalıştıramazsın, nasıl bir inanmışlıkla çalıştılar gözümün önünde şahidim, 8 öğretmen tanıyorum. İyi mi yaptılar kötü mü ben kendi kararımı zamana bıraktım artık
Yusuf’ Tekin’in Allah belasını versin yediği haklar er ya da geç hesabı sorulur
Eğitim çalışanlarına bu konuyla ilgili anket yapılmadı tabloyu görmek açısından yerinde olacaktır.
Me4bpersonel=Borazan
Bakanın yanında Yusuf Tekin yok
Yusuf Tekin in başarılı olması için liçe müdürlerinden bakan yardımcılarına kadar liyakatli ehliyetli kadroyla çalışması gerekir. Hal böyleyken bakın il müdürlerine ehliyet liyakat tecrübe bir kaçı dışında ayaklar altında, İzmire ikinci defa gelen müdür yazık İzmire yazık oluyor.
1-Yusuf Tekin öğretmen kökenli değildir.eğitim fakültesi çıkışlı değildir.pedogojik yönü çok zayıf.
2- 4+4+4 sistemi yanlıştır.5+3+3 olmalı.ağzi süt kokan çocuklar ve bebekler 1.sınıfa alıyorlar
3- Öğretmen alımlarında mülakat yani torpili getiren bakan olarak anılacak.bu kul hakkını nasıl ödeyecek.mulakatla öğretmen kalitesi düştü.kimse beni beni ikna edemez türkiyede mülakat=torpil demektir.
4-Güneydoğu anadolu bölgesinin öğrenci ,okul,fiziki ve iklimsel şartlardan kaynaklanan sorunlarıyla
öğretmen olmak için eğitim süresi: 4 sene fakülte +14 ay akademi toplam 5 seneden de fazla . yüksek lisans derecesi verilmeli. Ya da daha güzeli , akademide okutulan dersler fakültedeyken verilmeli . sonrada yapılan akademi eğitimi hem devlete hem öğrenciye masraflı. Bu kadar eğitimden ve sınavdan geçen öğretmenin değeri bilinmeli ,MAAŞI DA ARTMALI
Proje okulları öğretmen ataması leke olarak üzerinde kalacak mahşerde hesabı sorulacak
Siz körler olarak sagirlari agirlamaya devam ediniz. Gören gözler gerçeği görüyor zaten.
Bir gecede 80.000 Okul Müdürünü görevden aldı Müsteşarlığı döneminde.Yerine malüm sendikanın belirlediği kadroları atadı.Yıl 2014
Fıkra bu kadar…
Yolun açık olsun bilge bakan, güzel icraat ların ergeç anlaşılacak
Kul hakkıyla ünlü Bakan. Milyonlarca, hakkını yediği egitimcinin vebali boynunda. Neyini övüyorsun site?
Bir an önce görevden alınsın.
Son zamanların en gülünesi güzellemesi
Çok güzel yazmışsınız da. Yorumlara bakarım ben. Bir tane bile olumlu yorum yok.