
Tekin, bu süreçteki en büyük hedefinin, üniversitelerle Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) arasında güçlü bir işbirliği oluşturmak olduğunu belirtti. Bu yeni düzenlemeler, öğretmenlerin kariyerlerini derinlemesine etkileyecek.
Tekin, “Okullarımızın bulunduğu şehirlerdeki üniversitelerle ve akademisyenlerle daha sıkı bir ilişki kurmak istiyoruz” diyerek, bu işbirliğinin eğitim sistemine katkı sağlayacağını ifade etti. Bu yaklaşım, öğretmenler için yeni fırsatlar sunacak ve Milli Eğitim Akademisi’nin kurumsal kimliğe kavuşmasına yardımcı olacak.
Eğitimin kalitesini artırmak
Yeni düzenlemeyle birlikte, öğretmenler üniversitelerin eğitim fakülteleri ile daha entegre bir şekilde çalışacak. Bakanlık, öğretmenlerin lisans mezunu olduktan sonra üniversiteleriyle ilişkilerini koparmamalarını amaçlıyor. Tekin, “Göreve başladıktan sonra ihtiyaç duyulduğunda mezun oldukları üniversiteye giderek hizmet vermeye devam edecekler” şeklinde bir açıklama yaptı.
Bakan Tekin, öğretmenlerin yıllarca süren tecrübelerini öğrencilerle paylaşmaları gerektiğini vurguladı. “Meslekte 20-30 yıl deneyimi olan öğretmenlerin de üniversitelerde ders vermesi, öğretmen adayları için büyük bir kazanım olacaktır” dedi. Rektörlere seslenen Tekin, işbirliğine davet ederek, “Daha sağlıklı bir eğitim süreci için bu tür bir yaklaşımın gerekli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Öğretmenlik meslek kanunu ile birlikte gelen bu yenilikler, eğitim sisteminin kalitesini artırma hedefini destekleyecek. Öğretmenler, üniversitelerde ders verme imkânı ile hem kendilerini geliştirecek hem de geleceğin eğitimcilerine değerli deneyimlerini aktaracak. Bu durum, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını ve önemini de artıracak.
Doktora mezunu öğretmenler de var, üniversitelerde liyakatle alım yapılmadığı için kadro bulamıyorlar. Onlarca makale ve iyi bir yabancı dile rağmen
Bu kanun inşallah iptal olur öğretmen adayları çok mağdur şu anda
Onlarca Sci makale yazan adam üniversitelerden biri muhakkak alır hiç kimse almasa özel universiteler alır.
Ben herzaman diyiyorum akademisyenin birinci görevi araştırma ve yayın yoksa girip sınıfta ders vermeyi öğretmenler de yapar, evrak hazırlama program hazırlama kayıt tutma bunlarida memurlar yapar.
Ama hala bazı küf beyinli yöneticiler yayın ve araştırmadan önce sinifa öğretmenlik yapmayı bir evrak hazırlamayı her şeyin önünde tutuyor. Ondan sonra dünyada devletler teknoloji de uçuyor.
Kesinlikle katılıyorum.Mebde çalışan akademiden uzak kalıyor ve dışlanıyor
72. Bin muhtara asgari ücret verilirken /yüzde 95 i emekli/500.000 öğretmen ise asgari ücrete bile iş bulamaz halde
Özellikle öğretmen yetiştiren eğitim fakültelerinde,işin mutfağında yer almış öğretmenlerin çok daha faydalı olacağını düşünüyorum. Akademisyenler işin teorik ve felsefik kısmındalar.Okulun gerçeklerinden bihaber mezun ediyorlar. Mezun olduğum üniversitede en önemli derslerden biri olan okuma yazma öğretimine Türkçe öğretmenliği bölümünden bir hoca gelmişti. Ne yazık ki okuma yazma nasıl öğretilir hiç bilmiyordu. Çünkü hiç yapmamıştı.
Ders anlatmayı önüne gelen herkes yapamaz efendim. Prof olmakla, yayın çıkarmakla eğitimci olunmuyor. Nice proflar biliyoruz. Herkes işini yapsın. Eğitim fakültesinden de mezun olmak yetmez. Eğitim fakültesinde prof olmak da yetmez. Sahada deneyimi olan Öğretmenin yanından geçemez o prof dediklerin. Öyle odada oturup internetten apar ayla yayın yapmaya, amfide hariçten Gazel okumaya benzemez efendi…
Çok saçma! Siz ilk önce öğretmenleri ücretli, sözleşmeli vs. Statüsünden çıkarıp adamakıllı atamalarını yapıp okullarına, öğrencilerine kavuşturun. Üniversitelerde ders vermeyi akademisyenler yapsın. Herkes kendi işini yapsın!
Ne alaka! Üniversitede ders vermek isteyen gitsin doktorasını vs. yapsın. Bu ülkede herkes işinden başka herşeyi yapmaya ne meraklı! İnterneti kaynak göstererek öğrenciye ödev veren öğretmen gidip ünv. öğrencisine internetteki bilgilerle mi ders verecek?
Asli işini yapsın öğretmen önce…Sırf onlara yaranmak için lüzumsuz işler bunlar
Doktoralı öğretmenler ne olacak? Üniversiteler dışarıdan doktora yapanları almıyor. Çok güçlü bir torpili varsa alıyorlar. İlanlar araştırma görevlilerine çıkıyor. 2 yıl yüksek lisans 4 yıl doktora toplam en az 6 yıl daha okuyan doktora mezunu şu anki sistemde lisans mezunu ile aynı kefede …
Bu adamın kripto fetöcü olma olasılığı yüksek gibi geliyor ve kimbilir aklında ne planlar yatıyor. Bu adam bu saçmalıklarla daha fazla bakanlık yapmasın ve derhal istifası alınsın. Türk milleti artık saçmalık görmek istemiyor.
Dağ başına, dere kenarına, hesapsızca üniversite açarsan fellik fellik ders doldurmaya eleman ararsın.
Yaparim guzell
Şu meslekdaşlarımdaki herşeye muhalefet hastalığı şaşırtıcı seviyede.adam tecrübeli öğretmenler tecrübelerini üniversitelerde aday öğretmenlere aktarsın diyor.bunun nesine muhalefet ediyorsynız.
Çalişan ve emekli ogretmenlere y.lisqns ve doktora i.mkani uzaktanda olsa verilmeli.I
Kariyer basamaklarının emeklilikte sayılmasını içermeyen bir ÖMK göz boyama ve öğretmeni zora sokmaktan öteye geçmeyecektir
Senden icazet alacaktı!
Yanlış bir uygulama o kadar okumuş yüksek lisanslı doktoralı kişiler boşta mebde ki öğretmenler çalışıyorlar ne gerek var câlışan kişiyi tekrar calıştırmaya onun yerine çalışmayan makalesini tezini yazmış kişilere ders verdirebilirsiniz henüz puanı yoksada bir sınava koyarsın başarılıysa kabul edersiniz 1 yıllık süireyle sonrasında puanını almak şartıyla kalmaya devam eder alamazsa yerine farklı kişiler gelir.
Biz öğretmenler kadar birbirinden nefret eden daha bir bir meslek yok ,,,,,,ne ayaksiniz siz ya….
Öğretmenlik tüm toplumca bilinen bir meslek. Her vatandaş öğretmen ile öğrenci olarak bir arada bulunduğu için anlatmaya gerek yok. Ama diğer mesleklerin ne olduğu herkesçe bilinmemektedir.
Güzel bir yaklaşım ama kimlerden seçilecek?
Mesleğinde başarılı erken emekli olan öğretmenlerden faydalanılması daha güzel ve verimli olur. Çalışan öğretmen bu etkinliklerde görev aldığında asli görevini tam anlamıyla ifa edemez. Özellikle sınıf öğretmenliği için çok güzel olur. Sayın bakanımızın müsteşarlığı döneminde de böyle bir söylemi hatırladığım kadarıyla olmuştu.
Onu çok iyi biliyoruz. Bulunduğum ilde bulunan üniversite sekiz yılda dört kez aracılar vasıtası ile cv istedi. İsteyen onlardı ama benim herhangi bir grup ile hiç bir zaman bağım olmadığı ve olmayacağı için sonuçlanmadı. O sebeple kimler gider çok iyi biliyoruz. Şahsen Maraş depreminin ilk dakikasından itibaren gönüllü olan ve dünyanın her yerinde arama ve kurtarmaya,cpr’a yetkili ,bilgi ve belgelere sahip biri olarak sekizinci günde şube müdürü arkadaşımın yardımıyla bölgeye gidebildim.
Alanında yetkin nitelikte bir öğretmenin dersi vermesi bence de akla yatkın, fakat bilinmelidir ki bazı bölüm programlarda bölümlerin ana dersleri oluyor onları bir öğretmen veremez. Tarih,Felsefe,Matematik vb. normal öğretmenlik mezunu olunan bölümlerden mezun olan bir öğretmenin Üniversite de de dersleri vermesi gayet mantığa uygun
MEB deki ögretmenlerin arasında da yüksek lisanslı, doktoralı, ulusal, uluslararası sempozyumlara katılan, TUBİTAK vs projeleri yapan pek çok öğretmen var.
Yanlış bir uygulama. Her ogretmen lisans dersi veremez.(doktorası yabancı dili tezi olan işine sadık Öyle bir alt yapısı donanımı yok ne anlatacak. Sürü gibi mezun verdiğimiz okuyamayan çarpım tablosunu bilmeyen lise mezunlarımız yetmezken birde kalitesiz üniversite mezunları cikicak.
Alanında tezli yüksek lisans ve doktora yapan öğretmenlerini yok sayan Sayın Tekin, yine bizleri es geçerek 20 30 yıllık öğretmenlerin tecrübelerini üniversitede anlatacaklarını söylemiş. Elindeki nitelikli insan kaynağını nasıl değerlendireceğini bilemeyen bir bakanlik. Her kararları ayrı saçmalık. Bakanlığa geldiği günden bu yana söylem dışında hiçbir eylemi yok. Yazık bizlere…
Yüksek lisans Ve yine alanında doktora yapmış ogretmenler üniversitelerde ders verebilir.Bunun dışında lisans mezunu30 yillk bir öğretmenin universtede ders vermesinden yana değilim kanaatimc
Daha ne kadar saçmalayıp hem akademiyi hem mebi aşağı çekebiliriz adlı çalışma