Mebpersonel.com/Özel Haber Avrupa Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ile Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğünün tek çatı altında toplanmasına yönelik çalışmalar başladı.
Yetki Devriyle Süreç Başladı
Aylar öncesinde Yurt Dışı Eğitim Müşavirleri ve Ataşelerinin atanmasına dair yetki, Avrupa Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne devredilmişti. Bu süreçte Genel Müdür Tuba Korkmaz görevden alınmış, yerine Doç. Dr. Ünal Eryılmaz atanmıştı.
Geçtiğimiz hafta ise Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Fethi Fakri Kaya, Teftiş Kurulu Başkanlığı’na getirilmişti. Kaya’nın ayrılışının ardından, Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğü’ne vekalet görevi Avrupa Dış İlişkiler Genel Müdürü Doç. Dr. Ünal Eryılmaz’a verildi. Böylece iki genel müdürlük fiilen Eryılmaz’ın yönetimine geçmiş oldu.
Avrupa Birliği Mevzuatı Engeli
MEB yönetimi, iki genel müdürlüğün görev alanlarının büyük ölçüde örtüştüğünü belirterek yapının sadeleştirilmesini istiyor. Ancak mevzuat gereği Avrupa Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü kapatılamıyor. Avrupa Birliği çerçevesindeki düzenlemeler buna engel teşkil ediyor.
Bu nedenle bakanlık, Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğü’nü Avrupa Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü bünyesine alarak tasfiye etmeyi planlıyor. Böylece bir genel müdürlük kadrosu ortadan kalkacak, iki genel müdürlüğün görevleri tek elde toplanacak.
Son Karar Bakan Tekin’de
Çalışmaların nihai aşamasına gelinirken, birleşme sürecine dair son kararın Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından verileceği öğrenildi.
Aklın yolu bir. Olması gereken buydu zaten.
zaten bir olan genel müdürlükleri ayırdınız reform yaptık deyip durdunuz şimdi ayırıyorsun eminim ki yine reform yaptık diyeceksiniz dağıt topla çocuk oyuncağı oldu bu iş
yine eskiye geri dönüş
masajlı mıydı
Son karar Bakanda değil. Son karar Cumhurbaşkanlığında. Kararname yayımlanması lazım.
İki genel müdürlük defalarca birleşti ayrıldı. Hâlâ aynı saçmalığın peşindeler. Üç sene sonra yine ayrılacak. Devletin kurumları çocuk oyuncağı ya…
Ballı Çin seyahatinin hesabı sorulamayacak mı şimdi? Kaçırıldı mı? Kurtuluş bu mu?