Özür atamaları yapılacak denildi, yapılamadı, sonradan yapılacak denildi ve zar zor yapıldı.
Eğitim özür atamaları yapılmayacak denildi, sonradan yok yok yapılacak denildi.
İl emri yapılmayacak denildi, sonradan eş özrü için dolaylı olarak il emri yapıldı.
Okul müdürlüğü için mülakat yapıldı. Yapılan bu ‘şey’e mülakat değil de ‘torpillileri atama tiyatrosu’ denmesinin daha doğru olacağı görüldü. Yetkili sendikadan olmayanlara başka bir ülkenin vatandaşı muamelesi reva görüldü.
Taşra teşkilatı yöneticileri yer değiştirme yapılacak denildi, sonra biraz bekleyelim sürecine girildi, daha sonra yok yok yapalım denildi, son dakikada ‘caydık’ denildi. En son ultra mega son da yönetmelik yayımlandı ama nafile inanan kalmadı.
SBS kaldırılacak denildi, sonra sınavsız olmaz noktasına gelindi. Fen Lisesi ve Sosyal Bilimler Liseleri için sınav olacak denildi. En son aşamada yazılı sınavların ayrı ayrı kıvıl kıvıl SBS’cikler olmasına karar verildi.
Dershaneler kaldırılacak denildi. Aslında özel okula çevrilmesi daha iyi olur denildi. Dershaneler kaldırılırsa merdiven altına iner eleştirileri yapıldı. Sayın Avcı dershanelerin ruhsatlarını yenilemeyeceğiz dediğinde dershanelerin her yıl ruhsat yenilemediğini bilenler şaşkınlığa düştü.
Ve daha neler neler…
Sonuç mu?
MEB Yetkililerinin Açıklama ve Uygulamalarına Güveniyor musunuz? Başlıklı anketin neticesi tam bir felakete dönüştü.
Yaptığımız bu ankete 10 binden fazla değerli eğitimci görüş bildirdi. İşte sonuç:
Oylamaya katılan eğitimci sayısı: 10218
MEB’e güvenen eğitimci sayısı: 497
MEB’e güven duymayan eğitimci sayısı: 9534
Takip Et
