Ömer Dinçer’in görevden alınıp Nabi Avcı’nın göreve getirilmesiyle Bakanlıkta hareketli günler olacağı beklentisi oluştu.
Evet, bir hareket muhakkak oldu. Bakanlığın hemen tüp geçit tarafındaki çiçekçilerde ciddi bir ciro artışı olduğunu tahmin etmek zor değil. Bir de günler süren yoğun ‘hayırlı olsun’ ziyaretleriyle bu hareketlilik uzun süre devam etti.
Eğitimciler için gelişme olmadı mı? Oldu tabi. Özür atamaları yapıldı, öğretmenler yeni okullarına gittiler, sınıflar boşaldı, yerine ilk atama yapılmadı ve yüksekokul mezunları eğitim öğretime canla başla devam ediyorlar.
Başka ne oldu Sayın AVCI döneminde?
Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı!, en adaletli! Yönetici atama yönetmeliği yayınlandı. Sağlı sollu her kesimden eğitimcinin şiddetle eleştirdiği yönetmelik geri çekilmedi. Çekilmedi çekilmesine de ileri de sürülmedi! Uygulanacak mı? Hangi takvime bağlı kalınacak? Belli değil.
Açıkçası bizim hatırladığımız başka AVCI icraatı yok. Sütü mütü saymayın, onlar vardı zaten.
Merkez teşkilatında değişikliğe gidilecek dendi, herkes yerini muhkemleştirdi.
Taşra teşkilatı yönetmelik bekliyor, yaprak kımıldamıyor.
Okul tipleri allak bullak, norm kadro yönetmeliğinin acilen güncellenmesi gerekiyor, ses yok…
Say say bitmez.
Sayın Avcı’nın sempatikliğine, beyefendiliğine, hocalığına zerre kadar kimse laf edemez.
Ancak madem böyle olacaktı, kendi siyasi hayatını bile riske atarak can alıcı icraatların altına bedenini koyan Dinçer’e neden kıyıldı?
Metin KOÇER
personelmeb
