
İkinci Dünya Savaşı’ndan beri Myanmar’ın Arakan bölgesinde büyük bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Daha önce İngiliz sömürgesi iken İngilizler’in bölgeyi terk etmesiyle oluşan kaos ortamındaArakanlı Müslümanlar öz yurtlarında, yıllarca Budist yönetimlerin baskısına maruz kalmış, vatandaş sayılmamış, evlenmeleri ve şehirler arası seyahat etmeleri dahi engellenmiştir. Son günlerde ise Müslümanlara uygulanan şiddet, adeta bir soykırıma dönüşmüş, Budist zalimlerce Arakanlı Müslümanlara yönelik katliam artık dayanılmaz bir hal almıştır.
Stratejik önemi olan, yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip bölgeleri kontrol altında tutmak adına demokrasi ve insan hakları kavramlarını kullanan bu ülkeler, Arakan’da yaşananlara seyirci kalarak adeta bu insanlık suçuna ortak olmaktadırlar.
Dinimiz İslam, esenlik, huzur ve barış dinidir. Kimseye zulmetmez ve kimseye zulmedilmesine de asla izin vermez. Eğer insan hakkı, yaşama hakkı ve demokrasi bölgelere göre değişmiyorsa, Türkiye Hükümeti de insan hakları konusunda Suriye’de, Libya’da ve Mısır’da gösterdiği hassasiyeti, Arakanlı Müslümanlar için de göstermek zorundadır. Bu doğrultuda Birleşmiş Milletler teşkilatı, derhal duruma el koymalı, Türkiye bu girişimlerde başrolü oynamalıdır.
Dinimizce ve uluslararası sözleşmelerde hayat hakkı güvence altına alınmıştır. Buna rağmen Myanmar’daki bu insanlık dışı uygulamaların bir an önce sonlandırılması en büyük beklentimizdir. Bu doğrultuda özellikle İslâm İşbirliği Teşkilâtı, Birleşmiş Milletler ve bütün ülkeleri Arakan’lı Müslümanlara yardım etmeye, yapılan zulmün durdurulmasına ve sorumluların cezalandırılmasına destek olmaya çağırıyoruz.
TÜRKİYE KAMU SEN GENEL MERKEZİ