Milli Eğitim Akademisinde eğitim personeli olarak istihdam edilenlerden profesör, doçent ve doktor öğretim üyesi ünvanına sahip olanların haftada asgari 10 saat ders verme yükümlülüğü olacak. Bunlara, haftada 10 saati aşan ders görevleri için bu ders görevlerinin fiilen yapılması şartıyla haftada en çok 20 saate kadar ek ders ücreti ödenecek.
Bu kapsamda bulunmayanlar haftada asgari 15 saat ders vermekle yükümlü olacak ve bu süreyi aşan ders görevleri için bunların fiilen yapılması şartıyla haftada en çok 15 saate kadar ek ders ücreti ödemesi yapılacak.
Fiilen yapmış oldukları ders görevleri karşılığında eğitim personelinden profesör ünvanına sahip olanlara ders saati başına 320, doçent ünvanına sahip olanlara ders saati başına 270, doktor öğretim üyesi ünvanına sahip olanlara ders saati başına 220, bu kapsamda bulunmayanlara ise ders saati başına 160 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarda ek ders ücreti ödenecek.
Sözleşmeli personelden, araştırma, proje, yayın ve benzeri bilimsel çalışmalarda görevlendirilenlere haftada 5 saati geçmemek kaydıyla ayrıca ders ücreti ödemesi yapılacak.
Yaziklar olsun.Milli egitimin ise yaramaz ve kpss yi gecemeyen öğretmen adayları adamını bulup prof olunca ücretleri öğretmen in 3 kati oluyor.yaziklar olsun
Profun çoğu öğretmenden bilgisi az siz be konuşuyorsunuz. Eğitim bilimlerinin profu olmaz işin aslına bakarsaniz
Adamlar kendi ceplerini doldurmak için uydurma bir akademi kurdular
4 yıllik universite eğitimi süresince işini hakkiya yapan 2-3 tane tane öğretim üyesi vardı. 15 yıllık öğretmenim. Meslek hayatımda çok değerli öğretmenlerle çalıştım. Büyük cogunlugu işini bu akademisyenlerden çok daha iyi yapıyor. Turkiyenin sorunu kötü universite eğitimi. Yaşananlara eğitim fakültelerinin tepki vermemesi bunun kanıtı
Öğretmenlere tecrübeli öğretmenlerin eğitim vermesi gerekir, okulu, öğrenciyi, öğretmenlliği tanımayan bilmeyen kişilerin değil. Akademisyenlerin büyük çoğunluğu hayal dünyasında yaşıyor, sahayı tanımıyorlar. Ücretli öğretmen kadar tecrübeleri yok.
Akademisyen ne anlar ilkokuldan, ortaokuldan, liseden ya? Sınıfa girmemiş, çocukla muhatap olmamış adamlar bize işimizi mi öğretecek? Saçmalıkta her gün yeni bir zirve.
Akademisyenler neyin eğitimini verecek öğretmenlere? Akademisyenler ne anlar eğitimden. Kuramsal bilgi aktarmak eğitim mi? Ülkede eğitimi akademisyenlerin yaz boz tahtası olmaktan kurtaralım.
Hakkı ile atanmış bir aday öğretmen ile üniversiteye beşik uleması yoluyla girmiş hayal aleminde yapabildiği kadar tercüme yoluyla elde ettiği teorik bilgiden fazla verecek birşeyi olmayan sözde akademisyenlerin öğretmen akademisinde ders verebilecek nitelikte olduklarından şüphe ediyorum. Saha tecrübesi olan meslekte 30 hatta 35 yılını çalışan öğretmenlerin Akdemide daha faydalı eğitim öğretim vereceklerine inanıyorum
Her eğitimci sorumluluk alanında, ilgi alanında çalışarak en iyisini yapmaya çalışmalı.
Sapla saman karıştırılmadan doğru kişiler tarafından eğitimler verilmeli, öğretmen adayına ve topluma doğru mesaj verilmelidir. Denizi geçip derede boğulmamalı…
25 yıl da yeterli hocam
Üniversitede vefat edenlerin mesajları gelince şaşırıyorum. ……..fakültesi dekanının oğlu :) ……..fakültesi öğretim üyesinin yiğeni :) …….fakültesi araştırma görevlisi ….. nın kardeşi.Mübarekler nasıl da ayak sürümüşler,birbirlerini çekmişler diyorum.Allah rahmet eylesin cümlesiyle bunları aynı anda düşünmek bile beni utandırıyorken,bunları düşündürtenler utanıyor mu acaba? Ve bunlarla öğretmen eğitime alınıyor.Ah ah…neresinden baksan hata…
Öğretmen adaylarına üniversite de akademisyenler zaten ders vermedi mi ,bunlara öğretmen diploması verilmedi mi,doktor,mühendis,veteriner………. atanmadan tekrar akadamide ders mi alıyor tam bir saçmalık,bu uygulama zamanla kalkar
Egitimleri tecrubeli, isini seven ogretmen ve idareci vermeli. Universite hocalari lisansta veremedigini mi verecek akademide.
4 yıllık eğitim fakültesini bitirmiş öğretmenlere ve onlara eğitim verem akademisyenlerin emeğine çok büyük haksızlık bunca yıl verilen emeği yok saymak kabul edilemez…
rezillikler ülkesi
Bu sayfada yazılanları büyük bir hayretle okuyorum ve esefle karşılıyorum. 38 yıllık bir akademisyen olarak mesleğime verdiğim emeği ve yıllarca gece gündüz çalışarak yayın yapmak için harcadığım emeği ve okuduğum binlerce sayıdaki Fransızca, İngilizce ve Türkçe kitap ve makaleleri düşündükçe akademisyenliği bu kadar küçümseyenlerin yazdıklarını tam bir akıl tutulması olarak değerlendiriyorum. Bu ülkede akademisyen olmak o kadar kolay olsaydı herkes akademisyen olurdu.Bin düşünüp bir yazın lütfe
Malesef hiç sahada çalışmamış, öğretmenlik yapmamış insanlar akademik sıfatla hangi dersi katkıyı sağlayacak öğretmenlere. Zaten öğretmenler bunların eğitiminden geçmedi mi? Akademik camia öğretmenlik yapanlar kadar eğitime ve öğretim olayına hakim değil maalesef. Dr. Ünvanlı ve öğretmenlik geçmişi mesleki tecrübesi olanlara görev verilmeli.
Eş, dost, akraba; cemaat, tarikat, paralel yapılanma hadi yine iyisiniz. Tabii ki sizi alacak liyakatli akademisyenleri alacak değil ya MEB buralara.
Değerli Hocam, Asuman prototipi biliyorsunuzdur. Akademik kadro ilanlarının kişiye özel olduğu da malumunuzdur. Şahsen ben de İngilizce, Rusça ve Tatarca yüzlerce kaynağa müracaat eden bir öğretmenim. On yıldır akademik kadro ilanlarına bakıy. Bir kez olsun liyakat dayalı bir ilan görmedim. Acaba eleştiriler bundan dolayı olabilir mi?
Saçmalıktan başka bir şey değil… zaten üniversitede eğitim alınmadı mi? Milletin parasını çar çur etmeyin. Bir insan da adam akilli faydalı bir iş yapsın bu ülkede… pes doğrusu…