
Öğretmen Atamalarında Branşlara Göre Talepler ve 10 Bin Atamada Kontenjan Beklentileri Konulu Haber Dizimizi Rehberlik/PDR Branşı ile Devam Ediyoruz. Sizde Branşınızla ilgili beklentilerinizi WhatsApp veya mail yoluyla bize iletebilirsiniz.

Rehberlik/PDR Dersine İlişkin Temel Bilgiler
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Rehberlik öğretmenleri için norm belirlenmektedir. İlkokullarda öğrenci sayısı 300, ortaokullarda öğrenci sayısı 150 ve daha fazlası olanlar için 1 Rehber öğretmeni kadrosu verilmektedir.
Dersin Önemi
Son dönemlerde akran zorbalığına ilişkin haberlerin sayısı endişe verici biçimde artıyor. Okul çağındaki çocuklar, yalnızca derslerle değil; teknoloji bağımlılığı, dikkat dağınıklığı, kaygı, stres ve sosyal uyum sorunlarıyla da baş etmek zorunda kalıyor. Bu noktada, psikolojik danışmanlar çocukların hem duygusal hem akademik gelişiminde kritik bir role sahip.
Psikolojik danışmanlar yalnızca bireysel görüşmeler yapan kişiler değildir; aynı zamanda akran zorbalığının önlenmesi, teknoloji bağımlılığının azaltılması, akademik motivasyonun desteklenmesi, zaman yönetimi becerilerinin kazandırılması, akran arabuluculuğu uygulamalarının yürütülmesi ve kaygı, stres gibi psikolojik zorluklarla baş etme becerilerinin kazandırılması gibi alanlarda aktif olarak çalışırlar.
Ne var ki güncel normlara göre ülkemizde 25 binden fazla okulda hâlâ psikolojik danışman bulunmamaktadır. Bu durum, eğitimde fırsat eşitliği ilkesine açıkça aykırıdır. Çünkü her birey, yaşadığı bölge ya da sosyoekonomik durumu fark etmeksizin psikolojik danışma hizmetine erişme hakkına sahiptir.

Atamalarda Ayrılan Kontenjan Sayısı
2021: 804
2021: 1004
2022: 467
2023: 3604
2024: 1597
2025: 377

Rehberlik/PDR Öğretmenlerinin Beklentileri ve Talepleri
Rehberlik Öğretmenleri netlerinin çok yüksek olduğunu, sıralamalarının virgüllerle ciddi oranda değiştiğini belirtiyor. Rehber Öğretmenliği için MEB’den norm düzenlemesi talebinde bulunuyorlar. Kademesi ne olursa olsun her 100 öğrenciye 1 Rehber öğretmeni kadrosu açılmasını talep ediyorlar.
Buna karşın, akademiye verilen 10 binlik kontenjan ne ihtiyacı karşılamaktadır ne de adil bir dağılımı yansıtmaktadır. Birçok branş yıllardır adaletsiz kontenjan dağılımı nedeniyle mağduriyet yaşamaktadır. Her bölüm, eğitim sisteminin farklı bir ihtiyacına hizmet eder; her biri toplumsal gelişim açısından vazgeçilmezdir. Ancak bu eşitsiz dağılımlar, bazı alanları neredeyse yok sayarak branşların akademik kıyıma uğramasına neden olmaktadır.
Bu nedenle, kontenjan artışı ve adil branş dağılımı yalnızca bir talep değil, sistemin sürdürülebilirliği açısından bir zorunluluktur. Eğitimde kalite, ancak her branşa hak ettiği değerin verilmesiyle yükselebilir. Akademik kadrolar, sayısal sınırlarla değil; ülkenin gerçek ihtiyaçları, sahadaki eksikler ve mesleki gereklilikler göz önüne alınarak planlanmalıdır.
Her branş değerlidir, her emek kıymetlidir.
Adil dağılım, güçlü eğitim demektir.