
Teneffüste tuvalete gitmeye vakti olmayan bir öğretmenin, müfredat dışında “duyarlılık eğitimi” vermesi bekleniyor. Sınıfta hem rehber hem ebeveyn hem savcı hem öğretmen olmak zorunda kalan bir meslek grubu bu.
Üstelik tüm bu roller için hiçbir psikolojik destek sistemi yok. Öğretmenlik mesleği, yeniden tanımlanmalı.
Her şeyden sorumlu ama hiçbir şeyde yetkili olmayan bir figür, eğitim değil yük taşır.
Öğretmenlerin yükü son yıllarda giderek hafiflese de son iki yılda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından önemli adımlar atılsa da bu durum masaya yatırılmalı, tüm siyasi partilerin de katılımıyla çözüme kavuşturulmalı, öğretmenlik mesleği yeniden tanımlanmalıdır.
Bir ogretmen olarak bu yazinin altina imza mi atarim.
Ogretmen, veli ogrenci ve meb arasinda şamar oğlanina donmustur.Ogretmenlik meslegi bana gore bitmistir.Itibarsiz rezil bir durumdadir.Disarda biri ne iş yapiyorsun diye sordugunda memurum diyorum.Ogretmenim diyemiyorum.
Samimiyetle bir şey söyleyeyim mi? Birçok öğretmen arkadaş ne öğrenci ile nede veli ile muhatap bile olmuyor olmakta istemiyor. Dersime girer çıkarım o kadar. (İstisnaları ayrı tutarım. Onlara saygım sonsuz.)